Pages

Blogger tarafından desteklenmektedir.

24 Haziran 2014 Salı

Bilimsel Gösteri Yapmaları

Evrimci biyoloji spekülatif delillerle büyük darbe almıştır. Anatomik ve ekolojik bilgiler kaydedilir ve daha sonra bu kemiğin neden belirli bir şeye benzediği ya da neden canlının burada yaşadığı hakkında tarihi veya uygun açıklamalar kurgulanmaya çalışılır. Bu spekülasyonlar 'senaryolar' olarak adlandırılmıştır. Aslında çoğu zaman horlanarak ve haklı gerekçelerle, 'masal' olarak da tanımlanırlar. Bilim adamları 'bu hikayelerin masal olduğunu bilmektedirler; ne yazık ki (bu masallar) mesleki metinlerde son derece ciddiye alınırlar ve doğru kabul edilirler.'55  Evrimci paleontolog Stephen Jay Gould
Darwinistlerin en bilinen aldatmaca yöntemlerinden birisi, evrimin sözde bilimsel bir kavram, evrim teorisinin de bilimin desteklediği bir teori olduğu yalanıdır. Evrim teorisi, bilim tarihinde bir dönüm noktası olarak tanımlanır ve evrim teorisine karşı çıkanlar da "bilim karşıtı" olarak lanse edilir. Oysa bu, büyük bir aldatmaca, gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmeyen bir gösteridir. Evrim teorisi, materyalist felsefenin bir zorunluluğu olarak ortaya çıkmış bir dogmadır. Darwinizm ise bir tür şaman dinidir. Şamanizm nasıl doğadaki bazı güçlere tapınmayı temel alıyorsa, Darwinizm de aynı şekilde doğaya tapınır. Doğayı, kendince "efsanevi ve esrarengiz güçleri olan" bir varlık olarak tanımlar. Taşın toprağın, Güneş'in, şimşeğin, rüzgarın bir araya gelerek tesadüflerin etkisiyle canlılığı meydana getirdiğine inanır ve toplumlara bu yalanı telkin eder. Darwinizm'in yöntemi, bilimsel deliller sunarak teorinin geçerli olup olmadığını tartışmak değil, bilimsel ifadeler kullanıp gösteri yaparak teorinin doğru olduğu izlenimini oluşturmaya çalışmaktır.
Darwinist yayınlar, evrim aldatmacasının en önemli propaganda malzemelerindendir. Yanıltıcı başlıklar, kullanılan göz boyayıcı bilimsel terimler, evrimi, bilimsel bir gerçekliği varmış gibi göstermeye yöneliktir. Fakat bu yayınların içinde, evrimi doğrulayan tek bir kanıt dahi bulmak mümkün değildir.
Bütün Darwinist yayınlarda, evrimin bilimsel bir teori olduğu söylenir. Ama Darwinizm'in öne sürdüğü herhangi bir iddiaya getirilebilmiş bir tane dahi bilimsel delil bulunmamaktadır. Darwinizm, tek bir hücrenin nasıl ortaya çıktığını açıklayabilmiş değildir. Sözde tesadüflerin eseri olarak ortaya çıkan bu hücreden, binlerce farklı canlı türünün hangi mekanizmalarla oluştuğunu delillendirebilmiş değildir. Canlıların birbirlerine hayali dönüşümleri iddiasını, tek bir örnek üzerinde bile gösterebilmiş değildir. Balıkların sürüngenlere, sürüngenlerin kuşlara dönüştüğünün uzun uzun anlatıldığı evrim masallarını ispatlayan hiçbir bulgu yoktur. 150 yılı aşkın süredir yapılan kazılarda, bir tane bile bu hayali sürecin izini gösterecek ara form fosiline rastlanmamıştır. Dahası evrim teorisi, genetik biliminin ortaya koyduğu yenilikler konusunda da sessizdir, açıklamasızdır, delilsizdir. Kısaca evrim teorisi, bilimsellikten son derece uzaktır. Bilim, evrim teorisini yalanlamaktadır. Astronomi, biyoloji, paleontoloji, jeoloji, fizik, kimya, jeofizik, embriyoloji vb. birer bilimdir. Darwinizm ise bilim değildir, ilkel bir Şaman dinidir. Buna rağmen Darwinistler, telkinlerini ikna edici gösterebilmek için bilimi alet edinirler. Darwinistlerin bilimi kullanma yöntemleri ise tanıdıktır:
Öncelikle bilimsel konuların halk tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığı, ancak bir avuç sözde seçkin insanın bilimi anlayabileceği telkininde bulunurlar,
Bu telkini pekiştirmek için yazılarında ve konuşmalarında halkın çoğunluğu tarafından bilinmeyen bilimsel terimler kullanırlar,
Uzun karmaşık formüller, Latince terimler ve ifadeler, ağır ve anlaşılmaz bir dil kullanarak son derece önemli bir konudan bahsediyormuş izlenimi verirler. Anlattıkları, bilimle tamamen çeliştiği halde, bilmeyenlerin bunu bilimin bir parçası zannetmesini sağlarlar,
Darwinist bilim adamlarından, profesörlerden, evrimci yayınlardan sık sık alıntılar yaparak, bilim dünyasının tamamının evrime inandığı imajını oluşturmak isterler. Böylece, bilimle evrimin çeliştiği gerçeğini gizlemeyi umarlar. Amaç, "Bu teori bilimsel bir gerçek ve tüm bilim otoriteleri tarafından kabul ediliyor" izlenimi verebilmektir. Phillip E. Johnson, Darwinistlerin bu yöntemlerini şöyle özetler: (Evrim) Teori büyük ölçüde söz sanatına özgü ikna etme yöntemlerine dayanan bir propaganda kampanyasıyla ayakta tutulmaya çalışılmaktadır: Gizli varsayımlar, üzerinde konuşulan sanki kanıtlanmış gibi varsayılan ifadeler, belli belirsiz tanımlanmış ve tartışmanın ortasında anlamı değiştirilmiş terimler, hayali düşmanlara saldırılar, seçmece kanıtların alıntıları ve benzeri. Teori aynı zamanda kültürel itibarıyla korunmaktadır.56  Phillip E. Johnson
    Oysa ne Latince terimler, ne karmaşık cümleler, ne de evrimci birkaç profesörün sürekli ön plana çıkarılıyor olması, evrim teorisinin içinde bulunduğu çıkmazı ortadan kaldırabilir. Belki bir müddet daha evrimin bilim karşısında aldığı yenilgi örtbas edilebilir, ama gerçekler en sonunda ortaya çıkacaktır. Çünkü evrimci kaynakların hiçbirinde evrimi savunmak için kullanılabilecek bilimsel bir veri yoktur. Darwinist dergilerde, kitaplarda, gazetelerde, televizyon programlarında, konferanslarda, sadece farklı evrimcilerin farklı senaryoları dile getirilir. Ancak neticede bunlar birer varsayımdan, daha doğrusu spekülasyondan ibarettir. Bu kişilere, anlattıkları hikayenin bilimsel dayanağını sorduğunuzda, bu iddialarını hangi bilimsel bulguların desteklediğini görmek istediğinizde, alacağınız cevap büyük bir sessizlikten ibaret olacaktır.
    Bir kez daha ifade etmek gerekir ki, Darwinistlerin kullandıkları ağır, anlaşılmaz dil ve teknik üslup, evrim teorisinin lehinde hiçbir delil sunmaz. Bu yöntemin kullanılmasının tek sebebi göz boyamak, "evrim bilimseldir" aldatmacasını zihinlere yerleştirmektir. Ancak evrim teorisinin gerçek mahiyeti anlaşıldıkça ve bir aldatmaca üzerine kurulu olduğu insanlara gösterildikçe, artık bu sahte yöntemler de geçerliliğini ve etkisini yitirmektedir.
    Nutfeden yaratılmış olan insan Allah'ın ayetlerindendir... Önceden halinin ne idiğini sonra ne olduğunu düşün! Acaba ins (ins) ve cin biraraya gelseler nutfeden bir göz, yahut kulak, yahut akıl, yahut kudret, yahut ilim veya ruh yaratabilirler miydi? Ondan kemik, damar, sinir, deri, kıl vesaire yapmaya muktedir olurlar mıydı? Bunlar bir tarafa Allah yarattıktan sonra insanın keyfiyyet ve mahiyetini, varlığının künhünü (bir şeyin aslı, cevheri, özü) anlamak isteselerdi bundan da aciz kalırlardı... Allah'ın lütuf ve keremine, o muazzam kudrete ve hikmete bakınız, insanı nasıl kucaklıyor. Ne derece hayreti mucibtir ki (icab eden), duvarda bir resim veya güzel bir hat yahut nakış gören kimse durur, hayranlıkla onlara bakar, sanatkarın onları nasıl yaptığını düşünür, yaptığı işin ne kadar büyük bir sanat ve maharet olduğunu ifade eder de şu muazzam kainata ve Allah'ın mahlukatına (yarattıklarına) baktığı halde, onları ve Allah'ın sanat ve hikmetini düşünmekte gaflet eder.57 İmam Gazali

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder